A
admin
Guest
Ümraniye’de hemşireyi darp ve tehdit ettiği nedeni öne sürülerek tutuklanan sanık, sıhhat çalışanına yönelik tehdit” ve “kasten yaralama” cürmünden toplamda 11 yıl 6 ay mahpus istemiyle hakim karşısına çıkarıldı.
Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesindeki birinci duruşmaya, tutuklu sanık Hakan Coşkun, Ses ve Manzara Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada müşteki Mustafa Yaşar, Sıhhat Bakanlığı vekili ve sanık avukatı hazır bulundu.
Kelam verilen sanık Coşkun, cezaevinde olmayı hak etmediğini, olay günü Kovid-19 hastalığının ikinci gününde olduğunu ve hastalığı ağır geçirdiğini söylemiş oldu.
Taşınabilir gruplarca Ümraniye Devlet Hastanesine gdolayıldüğünü anlatan sanık, “Doktor muayene ettikten daha sonra yan tarafa geçmemi, kan alınacağını söylemiş oldu. Yan tarafa geçtiğimde müşteki olan hemşire uyuyordu. Uyandırdım. Uykudan uyandığı için huzursuz bir hali vardı, sedyeye uzanmamı istedi. Kalçadan bana iğne yaptı fakat iğneyi epey şiddetli bir biçimde batırdı. İğnenin girişini ve çıkışını ağır biçimde hissettim. Yerimden kalkamadım. Kalkmama yardımcı olmayarak bana, ‘kalksana seni bekliyorum’ diye sert bir biçimde söylemiş oldu. Ben de ‘sizin eliniz hayli ağır size kan aldırmak istemiyorum’ dedim. Bunun üzerine, ‘nereye gidersen git’ dedi. Odadan çıkıp kendisini şikayet etmeye giderken gerimden geldi. Orada bulunan gorevliye, hemşirenin ismini soracağım esnada ‘sana ne lan’ diyerek küfürler edip üzerime yürümeye başlayınca, ben de panikleyerek baş attım.” halinde konuştu.
Müşteki Mustafa Yaşar ise olay tarihinde gece nöbetçi olarak çalıştığını, sanığın hasta olarak hastaneye geldiğini, hekimin iğne yazdığını ve kan alınacağını dediğini tabir etti.
Sanığa evvel iğneyi yapacağını dediğini anlatan müşteki, tabibin yazdığı ağrı kesici iğneyi yaptığını, canının acıdığını belirten sanığın kendisine hitaben, “Sen bilmiyorsun. Bir pamuk bile koymadın. Sana kan aldırmam.” söylemiş olduğini, kendisinin de diğerine kan aldırtabileceğini dediğini anlattı.
Müşteki, sanığın odadan söylenerek çıktığını, ortadan geçen birkaç dakika daha sonra kendisinin de odadan çıktığını, sanığın yanına gelerek “Seni şikayet edeceğim, ismini söyle.” demesi üzerine kendisine ismini söyleyemeyeceğini tabir ettiğini aktardı.
Müşteki ayrıyeten kendisini Bakanlığa şikayet edeceğini belirten sanığın, “Sen artistsin, ben seni bulurum.” formunda kelamlar söyleyerek kendisine baş attığını, duruşmaya katılma talebi olduğunu ve sanıktan şikayetçi olduğunu kaydetti.
Orta sonucunı açıklayan mahkeme, sanığın tutuklukta geçirdiği mühlet, kaçma ve cürüm kanıtlarını karartma kuşkusu bulunmadığını dikkate alarak tahliyesine hükmetti.
– İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, kuşkulu Hakan Coşkun’un hemşire Mustafa Yaşar’ı darp ve tehdit ettiği nedeni öne sürülerek hakkında, “sağlık çalışanına yönelik tehdit” ve “kasten yaralama” cürmünden toplamda 11 yıl 6 ay mahpus istemiyle dava açılmıştı.
Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesindeki birinci duruşmaya, tutuklu sanık Hakan Coşkun, Ses ve Manzara Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada müşteki Mustafa Yaşar, Sıhhat Bakanlığı vekili ve sanık avukatı hazır bulundu.
Kelam verilen sanık Coşkun, cezaevinde olmayı hak etmediğini, olay günü Kovid-19 hastalığının ikinci gününde olduğunu ve hastalığı ağır geçirdiğini söylemiş oldu.
Taşınabilir gruplarca Ümraniye Devlet Hastanesine gdolayıldüğünü anlatan sanık, “Doktor muayene ettikten daha sonra yan tarafa geçmemi, kan alınacağını söylemiş oldu. Yan tarafa geçtiğimde müşteki olan hemşire uyuyordu. Uyandırdım. Uykudan uyandığı için huzursuz bir hali vardı, sedyeye uzanmamı istedi. Kalçadan bana iğne yaptı fakat iğneyi epey şiddetli bir biçimde batırdı. İğnenin girişini ve çıkışını ağır biçimde hissettim. Yerimden kalkamadım. Kalkmama yardımcı olmayarak bana, ‘kalksana seni bekliyorum’ diye sert bir biçimde söylemiş oldu. Ben de ‘sizin eliniz hayli ağır size kan aldırmak istemiyorum’ dedim. Bunun üzerine, ‘nereye gidersen git’ dedi. Odadan çıkıp kendisini şikayet etmeye giderken gerimden geldi. Orada bulunan gorevliye, hemşirenin ismini soracağım esnada ‘sana ne lan’ diyerek küfürler edip üzerime yürümeye başlayınca, ben de panikleyerek baş attım.” halinde konuştu.
Müşteki Mustafa Yaşar ise olay tarihinde gece nöbetçi olarak çalıştığını, sanığın hasta olarak hastaneye geldiğini, hekimin iğne yazdığını ve kan alınacağını dediğini tabir etti.
Sanığa evvel iğneyi yapacağını dediğini anlatan müşteki, tabibin yazdığı ağrı kesici iğneyi yaptığını, canının acıdığını belirten sanığın kendisine hitaben, “Sen bilmiyorsun. Bir pamuk bile koymadın. Sana kan aldırmam.” söylemiş olduğini, kendisinin de diğerine kan aldırtabileceğini dediğini anlattı.
Müşteki, sanığın odadan söylenerek çıktığını, ortadan geçen birkaç dakika daha sonra kendisinin de odadan çıktığını, sanığın yanına gelerek “Seni şikayet edeceğim, ismini söyle.” demesi üzerine kendisine ismini söyleyemeyeceğini tabir ettiğini aktardı.
Müşteki ayrıyeten kendisini Bakanlığa şikayet edeceğini belirten sanığın, “Sen artistsin, ben seni bulurum.” formunda kelamlar söyleyerek kendisine baş attığını, duruşmaya katılma talebi olduğunu ve sanıktan şikayetçi olduğunu kaydetti.
Orta sonucunı açıklayan mahkeme, sanığın tutuklukta geçirdiği mühlet, kaçma ve cürüm kanıtlarını karartma kuşkusu bulunmadığını dikkate alarak tahliyesine hükmetti.
– İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, kuşkulu Hakan Coşkun’un hemşire Mustafa Yaşar’ı darp ve tehdit ettiği nedeni öne sürülerek hakkında, “sağlık çalışanına yönelik tehdit” ve “kasten yaralama” cürmünden toplamda 11 yıl 6 ay mahpus istemiyle dava açılmıştı.