İşe iade davası terditli açılır mı ?

Duru

New member
İşe İade Davası: Terditli Bir Çözüm Arayışı mı, Yoksa Yavaşça Oyun Kurmak mı?

Herkese merhaba forumdaşlar! Bugün, gerçekten “içsel” bir mücadeleye sahne olan, hayatın kendisiyle ters orantılı ama bir o kadar da komik olan bir konuda yazıyorum. Yani, işe iade davası açmak… Ama, terditli açılır mı? Biraz mizahi, biraz da stratejik bakış açısıyla bu konuyu ele almak istedim. İnanın, birçoğumuzun içinde “çözüm odaklı” yaklaşan erkek ve “empatik” yaklaşımlar sergileyen kadın figürleri tam olarak burada devreye girecek.

Hadi bakalım, “terditli dava” nedir, ona bir bakalım. Terditli dava demek, mahkemeye başvururken, sadece işe iade değil, aynı zamanda tazminat ya da diğer talepler için de alternatif bir çözüm önerisi sunduğumuz bir dava türü. Bir bakıma, her iki seçeneği de açmak ama hangisinin olacağına mahkemenin karar vermesini istemek gibi bir şey. Yani, biraz daha stratejik ve güvenli bir hareket gibi görünüyor. Ama tabii, her şeyin bir de “beyin fırtınası” boyutu var!

Erkekler: Stratejik Bir Adım, İşe İade Değil, Şampiyonluk İstiyoruz!

Hadi erkeklerin bakış açısından bakalım. “Erkekler, çözüm odaklıdır!” dedik ya, işte bu konuda mükemmel bir örnek. Düşünsenize, işe iade davası açmak gibi karmaşık bir durumda, erkekler “Hadi ama, ne gerek var? Ben sadece ‘terditli’ açarım, hem de tazminatla birlikte!” diyebilirler. Hedef ne? Tabii ki daha fazla tazminat almak ve mahkemede sağlam durmak. “İşe iade mi? Olmazsa olmaz. Ama sonuçta para da önemli!” diyerek çözümü basitleştiriyorlar. O kadar stratejikler ki, sanki işe geri dönmek en az öncelikleriymiş gibi davranıyorlar. Bir anlamda şunu söyleyebilirler: “İşe geri dönerim, ama önce maddi haklarımı en üst düzeye çıkartmalıyım!”

“Erkekler her zaman çözüm arar, ya da oyun kurarlar” dedik ya… İşte tam da burada, çoğu erkek bu davası üzerinden “Açık oyun, sağlam strateji” düsturuyla hareket eder. Bir nevi “Çift kazançlı” bir senaryo. Her iki seçeneği de açık tutarak, mahkemeyi kendilerine uygun hale getirmeye çalışırlar. Sonuçta, terditli açmak onlara bu iki seçeneği de sunar. Ya işe iade edilir, ya da cebimize tazminat girer, fena olmaz! Eğer terditli dava açarken bir şanssızlık yaşarsak, “Allah’tan tazminat var!” deyip rahatça yol alacaklardır. Hadi ama, kimseyi boşuna kıskanmayalım, stratejik zekalarını takdir edelim!

Kadınlar: ‘Ya Benimle İşe Dön, Ya da Hiçbir Şey Anlamam!’

Şimdi gelelim kadınların bakış açısına. Bir kadının terditli dava açarken iş yerinden ayrılması düşüncesi, neredeyse bir dramatik hikaye gibi gözler önüne serilebilir. Kadınlar, işlerine çok daha bağlandıkları ve empatik yaklaşımlarıyla bilinirler. Bu nedenle, terditli dava açarken, “Bana tazminat değil, benim geri dönmem lazım, yoksa bu işin hayrını görmem!” diyebilirler. Kadınlar için, terditli davanın anlamı biraz daha “ilişkisel” bir çerçevede işliyor. “İş yeriyle ilişkilerimi düzeltmek zorundayım. Ne olursa olsun, işi geri almak istiyorum” yaklaşımı, çoğu kadının tercih ettiği bir strateji olabilir. İş yerindeki ilişkileri, görevden alınmış olsalar da yine de düzeltme arzusuyla yaklaşırlar.

Erkeklerin işin içinden daha stratejik şekilde çıktığını gören kadınlar, bu durumda, çoğu zaman terditli davayı, “Hayatım, ya işe döneceğim ya da bitti!” diye adlandırırlar. Tazminat, işe iade edilme durumu, tamam. Ama kadınlar için esas olan şu: “Beni işimden almazsanız, ortada kalırım!” Kadınlar, iş yerindeki o "bağ kurma" halini, bir şekilde geri almak ister. O yüzden terditli açtıkları davada, aslında son sözü söylemeye daha eğilimlidirler. Belki biraz daha duygusal ve ilişki odaklı bir yaklaşım… Ama kim bilir, belki de bu onlara aslında kazandıran bir strateji!

Sonuç: Terditli Davanın Ortasında Kalmak!

Peki, her iki cinsin de yaklaşımını göz önünde bulundurduğumuzda, terditli dava açmak ne kadar mantıklı? Aslında her iki tarafın da kendi açıdan geçerli ve sağlam sebepleri var. Erkeklerin stratejik bakış açısı, kadınların daha ilişkisel ve empatik yaklaşımı ile harmanlandığında, aslında “terditli dava” oldukça yaratıcı ve çok yönlü bir çözüm yolu gibi görünüyor. Sonuçta, işverenle yaşadığınız ilişkinin dinamikleri, mahkeme sürecinin nasıl şekilleneceğini belirleyen en önemli faktör. Yani işin sonunda, her iki taraf da galip çıkabilir. Erkekler, sağlam tazminatla; kadınlar ise işlerine geri dönerek... Kim bilir, belki de ikisi de kazanır!

Peki Forumdaşlar, Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Sizce işe iade davasını terditli açmak gerçekten mantıklı mı, yoksa tamamen stratejik bir oyun mu? Erkekler daha çok kazanç odaklı, kadınlar ise ilişkiyi kurtarma peşinde mi? Fikirlerinizi bizimle paylaşın, bakalım kim haklı! Hadi, şimdi herkesin stratejisini duymak için sabırsızlanıyoruz. Yorumlara bekliyoruz!